26 C
Singapore
Sunday, December 22, 2024

Dinle Küçük Adam – Wilhelm Reich

Dinle Küçük Adam – Wilhelm Reich”Küçük adam üzerinde” güçlerini uygulamaları için iktidar sahiplerine yetki veriyorsun. Ama kendin dilsizsin; seni temsil etmeleri için güçlülerin ya da kötü niyetli güçsüzlerin daha fazla güçlenmelerine göz yumuyorsun. Her zaman aldatılanın sen olduğunu çok geç fark ediyorsun.”

“Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaad ediyorlar. Sana insani özsaygı değil, ulusal büyüklük vaad ediyorlar. “Ulusal özgürlük” ve “devletin çıkarları” ifadeleri bir kemiğin bir köpeğin ağzını sulandırdığı gibi senin ağzını sulandırıyor ve sen onları alkışlıyorsun (…) Onlar seni bir sembole kurban ediyorlar ve sen onları kendi üzerinde iktidara taşıyorsun. Bütün maskeleri düştüğü halde senin efendilerin senin tarafından yükseltildiler, senin tarafından beslendiler.”

“Sende gerçek büyük adamı tanıyabilecek his ve göz yok. Onun varlığı, acıları, özlemleri, kavgaları, senin için verdiği mücadeleler sana uzak ve yabancı şeylerdir.”

“Büyük adam yaşamın amacını senin gibi zengin olmakta, kızlarının kurallara göre evlenmelerinde, politik kariyerde, profesör süslerinde görmüyor. Senin gibi olmadığı için onu “dahi” ya da “tuhaf” olarak adlandırıyorsun. Ama o senin boş gevezelik toplantıların yerine kendi düşünceleriyle yalnız kalmayı tercih ettiğinde onun toplumsal olmadığını söylüyorsun. Sen küçük ada, bu sıradan dürüst adamın karşısında yozlaşmışlığın içinde kendini “normalliğin” prototipi olarak çıkarıyor ve ona “anormal” diyorsun. Onu küçücük ölçülerinle ölçüyorsun ve senin normallik ölçülerine uymadığını düşünüyorsun.”

“Sen “halksın”, “kamu düşüncesisin”, “toplumun vicdanısın”. Bu kelimelerde ne büyük sorumluluk olduğunu hiç düşündün mü küçük adam? Büyük sosyal bakış açısıyla doğanın ya da büyük insani eylemlerin, örneğin bir insanın doğru ya da yanlış mı düşündüğünü kendisine hiç sordun mu? Aksine komşunun ne diyeceğini ya da dürüstlüğünün sana paraya mal olup olmayacağını sordun.
Sen büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra ona nasıl bir kötülük yaptığını unuttun. Tekrar tekrar anlamsızlıklar, bayağılıklar yaptın ve bir kere daha onu derinden yaraladın.”

“Dinle küçük adam; insanın sefaleti senin her küçük kötülüğünde gün ışığına çıkıyor.”

“Bütün büyük insanlar yalnızdırlar.”

“Bu dünyada benim kim olduğuma karar verecek olan yalnızca benim, başka hiç kimse değil. Ben biyolojik ve kültürel bir melezim ve bütün sınıfların, ırkların ve ulusların fiziksel ve zihinsel ürünü olmaktan, senin gibi saf ırk olmamaktan, şovenist olmamaktan ve bütün sınıfların, ırkların ve ulusların küçük bir faşisti olmamaktan dolayı gurur duyuyorum.”

“Evlilikten doğmuş çocukları meşru, “evlilik dışı” çocukları gayrimeşru olarak ayıran sen değil misin? Yeni doğmuş İsa’yı yüceltiyorsun. Yeni doğmuş İsa evlilik cüzdanı olmayan bir anneden doğmuştu. Sen evlilik dışı doğmuş, evlilik dışı çocuk tanımayan İsa’yı tanrının oğlu katına yükselttin. Ve sonra kendi küçük gerçekliğin içinde gerçek sevgin ve gerçek nefretinle dinsel kanunlara dayanarak çocuklara saldırıyorsun, sen sefil bir küçük adamsın! Sen otomobilinle büyük Galile’nin tasarladığı köprülerden geçiyorsun. Bütün dünyanın küçük adamı, sen büyük Galile’nin evlilik cüzdanı olmadan üç çocuk sahibi olduğunu biliyor musun? Bunu okuldaki çocuklardan saklıyorsun ve Galile’ye bu yüzden acı çektirmiyor musun?”

“Senin ve senin topluluklarının bütün zorbalıklarından kurtulması gerekiyor, bu gerçek. Ama büyük adam seni eğitirken küçük bir hata yaptı. O senin özgürlük arzuna ve yeteneğine güveniyordu. O özgürlüğü bir kez ele geçirdiğinde onu güvence altına alacağından şüphe etmiyordu. Ve senin proleterye diktatörü olmana rıza gösterme hatasını da yaptı.
Sana gösterilenlerin içinde yalnızca bir kelime kaldı: diktatör!Bütün diğer şeyleri güverteden aşağı attın; özgürlük, gerçek şeylerdeki temizlik, ekonomik köleliğin çözümü, ileriyi düşünme yöntemleri, bütün bunlar güverteden aşağı uçtu. Bilge adamın bu küçük hatasından sen, yalanlardan, kovuşturmadan, işkenceden, zindandan, cellatlardan, gizli polisten, mareşallereden ve madalyalardan oluşan bir sistem inşa ettin…”

“Sen ya ‘yaşasın’ diye bağırır, ya kağıt oynarsın, ya da bir büroda istemeyerek çalışırsın. Ve hiçbir zaman yardım edenin yardımına koşmazsın.”

“Sen mutluluğun için gereken ekonomik koşulları, “mekanizmayla” karıştırdın. Devletin büyüklüğünü insanlığın kurtuluşu; katı, aptal parti disiplinini büyük amaçlar için duyulan fedakarlık arzusu; tankların geçit törenini milyonların uyanışı sandın. Aşkın özgürleşmesini tüm kadınların ırzına geçmekle, yoksulluğun yok edilmesini bütün yoksulları, zayıfları ve yardıma muhtaç olanları yok etmekle, memeye gereksinim duyan bebeleri vatansever yetiştirmekle, doğum kontrolünü on çocuk annesine madalya vermekle karıştırdın.”

“Senin yakınında küçük adam, mutluluğu yiyip bitirmek kolaydır, ama mutluluğu elde tutmak zordur.”

“Deha senin satmak için pazara getirdiğin ticari bir markadır. Ancak kaşif bir dahi olursa, onun dünyaya getirdiği mutluluğu daha iyi yiyip bitirebilirsin. Evet onu iştahla yiyebilirsin; çünkü sonra küçük adam gelip seninle birlikte, “dahi, dahi” diye haykıracaktır. Ve insanlar kitle halinde gelip elindeki ürünü yiyip tüketecektir.”

“Yaşayanın izinde olan herkesi onurun ya da akademik unvanın, dinin, para cüzdanın ya da tankın uğruna suçladın, lekeledin, yalanladın, mahkum ettin ya da sakatladın.”

“İşte sen busun küçük adam, sen çok iyi boşaltabilir, tüketebilir, kaşıklayabilir ve yiyip bitirebilirsin ama yaratamazsın. Sen hiçbir gelişme göstermezsin, yeni düşünceler için hiçbir şansın yok. Çünkü sen hiçbir zaman vermedin, yalnızca başkalarının senin önüne hazırca sunduklarını kaşıkladın.”

“Dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. Onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. Onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. Şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. Onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar.”

“Senin cinsel açlık içinde olduğunu, diğer cinsten insanlara nasıl şehvetle baktığını, dostlarınla aşk meseleleri üzerine pis şakalar yaptığını, pis pornografik fantezilerin olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, herkes biliyor (…) Senin kafanda her türlü ahlaksızlık marifeti oluşuyor. Benim sevgiyle kucaklayışım senin yaşamında pornografik bir sahne haline geliyor. Benim neden söz ettiğimi bilmiyorsun küçük adam.
Bu yüzden hep geride kaldın küçük adam.”

“Sen bir kartal olmak istemiyorsun küçük adam ve bu yüzden de akbabalar tarafından yenileceksin. Sen kartallardan korkuyorsun, bu yüzden de sürü içinde yaşıyorsun ve büyük sürülerin ve kitlelerin yemi olacaksın.Şimdi sen büyük kitleler arasında açlık çekiyorsun, büyük kitleler içinde ölüyorsun ve senin civcivlerini kuluçkalayan kartaldan hala korkuyorsun.”

“Sen Hitler yanlılarını ancak milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce nerdeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmen için bir düzine ceset yetmez mi? İnsanlığın ancak milyonlarca ceset gördüğünde mi ortaya çıkıyor? Senin bu tek tek küçüklüklerin, insan-hayvandaki büyük sefaleti ortaya çıkarıyor.”

“Evin hala kum üstünde duruyor, çatı başına yıkılıyor ama senin ‘proleter’ ya da ‘ulusal namus’un var. Su borun patlıyor ve çocuğun boğuluyor; ama sen yine çocukların sopayla ödüllendirildiği eğitim ve düzenden yanasın.”

“Boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et.Doğayı düzetlmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren…”

“Daha yüzyıllar boyunca dostlarını öldüreceksin ve bütün halkların, proleterlerin önderlerini efendilerin olarak ödüllendireceksin. Bir efendinin ardından diğerini yücelteceksin. Sen yüzyıllar boyunca yaşamı korumak yerine kan dökeceksin, celladının yardımıyla özgürlüğünü temellendirdiğine inanacaksın…”

“Sen gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun; sen yalnızca gürültüyü dinliyorsun. Ve sonra ‘yaşasın’ diye bağırıyorsun.”

“Biliyorum küçük adam bir gerçek işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. Ve sen kendini normal insan kabul ediyorsun. Delileri içeri tıktın ve bu dünyayı normal insanlar idare ediyor…”

“Senin kamuoyu dediğin şey küçük adam, bütün küçük adamların ve kadınların düşüncelerinin ürünüdür. Her küçük adamın, her küçük kadının içinde bir doğru ama aslında tamamen yanlış bir düşünce vardır.Diğer küçük adamların ve kadınların yanlış düşüncelerinden korktukları için yanlış düşüncelere sahiptirler. Bu yüzden doğru düşünceler ön plana çıkamıyor.”

“Gerçek bilim ve sanat zincire vurulmaya dayanamaz.”

Ad Astra
Ad Astrahttps://www.adastraa.net
Per aspera ad astra! The Ad Astra platform has transformed into a decentralized hub of creativity and collaboration. This decentralized approach empowers creators to express their ideas without the constraints of traditional structures, embodying the true spirit of the Ad Astra Community.

Latest

Pitcairn Update (v2.1)

On the 5th of November 2024, exactly one year...

Navigating the Web3 Wave in Singapore

As the plane descended over the shimmering skyline of...

Dönencede Sayhalar: Kasım – 2024

Birbirine benzeyen ailelerde büyümüş, aynı yollardan geçmiş, aynı insanları...

Don't miss

Pitcairn Update (v2.1)

On the 5th of November 2024, exactly one year...

AdAstraa.Net Pitcairn (v2.1) Güncellemesi Başarıyla Tamamlandı

You can quickly translate the update announcement into your...

Adastraa.net – Pitcairn Update (v2.1) Announcement!

We're pleased to announce that a major website update,...

Embracing Mortality, Celebrating Life: “1001 Nights Project”

Embracing Mortality, Celebrating Life: "1001 Nights Project" Raffles Place, SINGAPORE We...

Ad Astra Manifestosu

Bu şiir, 26 Ağustos 2020 gecesi Twitter’da, #perasperaadastra hashtagi...

The Unreadable Spiritual Journey III

BAGIAN III (SELESAI) This article has been translated from the original language (Indonesian) into English. I started searching in a different way. I distanced myself from...

The Unreadable Spiritual Journey II

This article has been translated from the original language (Indonesian) into English. As time passed, my search continued, although I stopped to think less and...

The Unreadable Spiritual Journey

This article has been translated from the original language (Indonesian) into English. A small rhyme may be precisely at the age of eight years when...

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here