Bir pazar yerindeyim. Her satıcı bambaşka şeyler bağırıyor, kendilerini duyurmak için. Etrafım kalabalık, hiçbirini tanımıyorum. İster istemez çarpıştığım insanlar ve sinirli bakışları. Yakınımda olan tezgahların kokusu. Yer yer baharat, meyve, peynir… Midem bulanıyor. Ellerim dolu, bir şeyler almışım. İlerlemek istiyorum henüz alacaklarım bitmedi. Karşımda benimle pazarlık eden satıcı. Bir şeyler söylüyor. Uğultudan duymuyorum. Bunlar yetmezmiş gibi bir erkek çocuğu eteğime yapışmış. Israrla çekiştiriyor. Herkes bir şeyler istiyor, ben de bir şeyler istiyorum. Çıkarlarımız için durmadan pazarlık ediyoruz. Karşılıksız bir şey aldığımız ya da verdiğimiz yok. Kaotik hislerimi en iyi anlatan sahne bu. Değişmesine az kaldı. Hissediyorum.