Bugün(26 Ağustos Çarşamba) 21.00’de, Twitter’da #perasperaadastra hashtagi üzerinden yeni bir kolektif şiir denemesine girişiyoruz. Twitter’dan hep birlikte başlatacağımız bu şiir Ad Astra’nın ilk manifestosu olacak aynı zamanda… Bu manifestoyu, duvarlara yazılayacağız, şarkılarla ölümsüzleştireceğiz ve bu karanlık dönemi geride bırakmak üzere bir gün hep birlikte festivallerde tekrar ve tekrar okuyacağız…
Neo-Beat’in yaklaşan Apokaliptik Çağ’a hazırlanma amacıyla yeraltına çekilmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Geride bıraktığımız dönemde nefret ideolojisi ve karanlık gezegenin her yerine yayıldı. Kapitalizm tarihin en büyük kriziyle karşı karşıya… Pop Kültürü yaşama dair anlamlı olan ne varsa çepeçevre kuşatmış vaziyette. Ve biz The Wall’dan ve Roger Waters’tan aldığımız ilhamla, her şeye rağmen bu gezegene umudu yeniden getirmek için, bu şiiri duvarın diğer tarafında olanlara adıyoruz…
Neo-Beat geri dönecek mi?
2017’de Zeytinli kaldırımlarında yeraltına çekilme kararı alan ve bir yıllık bir geçiş döneminden itibaren tüm bileşenleriyle yeraltına çekilen Neo-Beat geri dönecektir ama şimdi değil. Bu, Apokaliptik Çağ’ın hemen öncesinde ve muhtemelen Türkiye’yle birlikte ABD, İngiltere, Fransa gibi birkaç ülkede aynı anda olacaktır. O an gelene kadar, teorik açıdan bu sürece hazırlanmak bizim temel gayemizdir.
Neo-Beat Neden Yer Altına Çekildi?
2013-2017 arası etkin olan Neo-Beat çevresi, 2017 Zeytinli’de yeraltına çekilme kararı almıştır. Ancak bunu aşamalı olarak gerçekleştirme adına, 6:45’le iş birliği yaparak İstanbul-Ankara-İzmir’de kitlesel buluşmalar almış ve yeni sürece hazırlık için 2018 ortalarında tümüyle yeraltına çekilmiştir. Bu tarihten sonra iki sembolik buluşma dışında reelde etkinlik olmamıştır. Neo-Beat’in yeraltına çekilme nedeni, distopik ve karanlık bir dönemin çok yakında olduğu düşüncesiyle geleceğe hazırlanmaktır. Dönüş kaçınılmazdır ancak bu dönüş muhtemelen birkaç ülkede aynı anda ve milyonlarca kişilik bir kitleye ulaşabilecek yeni sosyal medya ağlarıyla birlikte olacaktır. Bunun zamanını önümüzdeki birkaç yılda karşılaşacağımız olaylar tayin edecektir.
Neo-Beat Sosyal Medya Ağları Ne Olacaktır?
Neo-Beat Facebook ve Instagram ağlarını kapatmıştır. Twitter ağları ise kapanmamış olmakla birlikte, bu ağlardan artık düzenli paylaşım olmayacaktır. Bu çevreden gelen üretimlerin ve adastraa.net, Neo-Beat Band, Orgon Akümülatörü gibi projelerin akışını sağlamak üzere açık kalacaktır. Neo-Beat geri döndüğünde bu ağlar üzerinden devam etmeyecek, daha geniş kitlelere ulaşma altyapısına sahip yeni küresel ağlarla dönecektir.
Bir topluluk olarak Neo-Beat devam edecek mi?
Tekrar geri dönene kadar, hayır. Ancak bir felsefe olarak Neo-Beat insanlara ilham vermeye ve yeni üretimlerin kaynağı olmaya devam edecektir. Bu durumda, Neo-Beat Pre-Apokaliptik Çağ öncesi geri dönene dek, Neo-Beat’e katılmak da Neo-Beat’ten ayrılmak da olanaksızdır. Çünkü artık ulaşılamaz durumdadır.
Ad Astra Movement Nedir?
“Ad Astra Movement” özünde 2012 yazında Florida’da kendiliğinden gelişen, 3 aylık bir hareket deneyimine dayanır. Sürenin kısıtlılığına karşın, o dönemde ulaştığı kitlesel düzey, Neo-Beat’in 2016 Zeytinli’deki seviyesine denktir. Araya çok zaman girdiği için bu hareketten bugün Instagram’daki #perasperaadastra hashtagi ve “Per Aspera Ad Astra” dövmesi çılgınlığı dışında bir şey kalmamış, o zaman kurulan bağlar kopmuştur. Ancak Neo-Beat teoride doğrudan bu deneyimin mirasını almıştır.
AdAstraa.Net hangi amaçla kurulmuştur?
-Neo-Beat çevresinde yer alan ve bu vizyona yakın bireylerin COVID19 döneminde, üretim sürecine devam etmelerini ve kendi aralarında paylaşımlarını sağlamak.
-Neo-Beat’in geri dönüşü için subjektif koşulları hazırlamak, gerekli teorik birikimi ve bağlantıları oluşturmak.
Önümüzdeki dönemde bir buluşma olacak mı?
Eğer COVID19 dönemi atlatılırsa, Neo-Beat’in ilk dışarıya açık buluşmasını gerçekleştirdiği yerde, Ankara-Konur Sokak Daphne’de, 2013’ten bugüne dek Neo-Beat’e katkı sağlamış herkesin davetli olacağı bir etkinlik olacaktır. Bunun ötesindeki toplanmalar ancak bireylerin kendi inisiyatifleriyle doğaçlama şekilde gerçekleşebilir ve mikro düzeydeki komünler olur. Nihayetinde küresel düzeyde “bütün inisiyatif komünlere” çağrısı bu hareketin özüdür. Neo-Beat uluslararası düzlemde geri döndüğünde, dünyanın neresinde olursa olsun, bir dönem Neo-Beat’i hayatının merkezine koymuş herkesin Neo-Beat’in saflarına katılacağından kuşkumuz yok. Bu süreç kendiliğinden gelişecektir.
Slavoj Zizek’in söylediği gibi, sistemi savunan kişilerin birleşmeleri kolaydır. Ancak KARŞI’da olanlar bütün olasılıkları değerlendirdikleri için zaman zaman farklı yollardan ilerlemeyi seçebilirler. Kendi içimizde farklı fikirler, yollar ve tezler olabilir ama karşımızda sistem varsa, doğru zaman geldiğinde bütün bileşenlerimizle hiç geri durmadan birleşiriz. “Birlikte ayaktayız, düşeriz bölününce” tezinin özü budur.
Neo-Beat’in Pre-Apokaliptik Çağ’a dair tezleri nasıl şekillendi?
Neo-Beat en baştan bu yana bir etkinlik-aktivite-hobi grubu olmadı. Maddi anlamda her türlü ilişki biçimini reddetti. Harekete gücünü veren dayandığı teori ve uyguladığı deneysel yöntemlerdi. Zeytinli Kaldırımları’nda Türkiye’nin her yerinden Neo-Beatlerin katıldığı büyük açık forumda bütün olasılıklar değerlendirildikten sonra, Apokaliptik Çağ’ın çok yaklaştığı ve kapitalizmin çökmek üzere olduğuna yönelik tezler kabul edildi. Bu durumda, günlük yaşamın geçici siyasi gündemleri ve etkinlikleri hareketi yavaşlatırdı. Bu nedenle Neo-Beat bütün ağlarıyla yeraltına çekilerek, küresel düzeyde yaklaşan Apokaliptik Çağ’a hazırlanma yolunu seçmiştir. Bu açıdan Avrupa’daki Sarı Yelekliler ve ABD’deki BlackLivesMatter olaylarını Neo-Beat önceden öngörmüştür. Bu kaos katlanarak devam edecektir. Dolayısıyla Neo-Beat’in dönüşü, çelişkilerin en çok şiddetlendiği dönemde olacaktır. Ve planlı bir şekilde değil, süreç kendiliğinden gelişecektir.
Bütün bunlardan yola çıkarak bu akşam yazılacak Ad Astra Manifestosu her şeye rağmen bu gezegende güzel şeylere inanan insanlara dair uzun bir güzellemedir.
Franz Kafka’nın da inandığı gibi, belki de karanlığı geride bırakmamıza sadece bir adım kalmıştır!
Hey sen!
Orada tek başına
Çırılçıplak telefonun yanında duran,
Bana dokunabilir misin?
Hey sen! kulağını duvara dayamış duran
Kendini çağıracak birini bekleyen,
Bana dokunabilir misin?
Hey sen! Taşı taşımama yardım eder misin?
Kalbini aç, eve dönüyorum.Hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana.
Birlikte ayaktayız, düşeriz bölününce…