26 C
Singapore
Saturday, December 21, 2024

Birinci Yeni

Parmak uçlarına değince ikiz parklar gibi oluyorum. Ah senin şu yaprak olmaklığın. Ne ki bu ellerin. Ellerin kaburgamın altında ki kilise. Bir dua odası şapel. Bohem yalnızlığımızda boğuldugumuz günler-ki hatırlamayız hiç- . Vazoda balık, akvaryumda çiçek. Kan kırmızısı gözlerim mi amcamın kızıl sakalları mı? Mükemmilliyetçi Yozgat dükünün yaptığı cover albüm belki. Belki de beğendiğin için güzel olan her şey. Sanki her şeye geç kalmışız da zamanında geldi yazılmışız gibi bir hayat. Ya da bok böceğinin hayatına yüklenmiş bok gibi bir misyon. Yüce vizyonsuzluğumuz veya. Şüphesiz olan nedir? Şüphesiz olan hayatın yol hikayesidir. Bardağa dolu tarafından bakmak mı bardağın hiç olmayışı mı? Bardağın cam oluşundan kırılışı mı? Göz göze geldiğimizde tekelleşmeye varan aşkımdan daha kamusal bir kent imgesi varsa o da içinde atlıkarıncaların olduğu parklardır. Ah benim şu parklar olmaklığım, senin kelebek kırıklığın. Bir padişahın atlıkarıncanın eğerine düz taban ayaklarını simetrik şekilde yatırıp güney denizlerine doğru yola çıktığı yerdeyim. Oysa atlıkarınca bir gece vakti çıkıp şehri dolaşmak istiyordu valide-i atik çıkmazından bu yana. Anlamadık. Ağlasaydık, otururduk. Peki ya hayal neymiş? Rüya nedir? Bilemezsin ya özlemindendir. Geriye yaşlı kadının uzanıp alamadığı mavi kumaş, sert ünsüzleri yumuşatan sesin. Dua eden bir keşişin geriye kalan detone olmuş sesi veya arenaya çıkmış kör bir savaşçının inancında arıyorum hala –seni- Televizyon okuyan, kitap dinleyen, müzik izleyen bir gladyatörüm şimdi adsız bir anonymity. Duvarlar kulağıma fısıldıyor, çayın ilk yudumuyla yumuşatmak istediğim adının ilk harflerini. Duvarlara çizilmiş içinden ok geçen kalbi düşle, üstelik uç kısmında ben varken ne kadar karavana olabilir. Saçlarımı hala ablam tarar, potinlerimi ters giyerim. Çocukluğumdan kalma küçük alışkanlıklar. Ama bu toplu taşıma alternatiflerinin çok olduğu bu kentte sana dair bir şeyler bulamadığım anlamına gelmeyebilir. Sığ harflerle sesleniyorum sana, seni anlatacak kadar saf harflere rastlayamadığımdan parklara gidiyorum ve annem bull teriyer cinsi bir köpek almış oluyor. Korkuyorum. Gözlerim bin yaşında. Kayıp ülkenin kızı uyur ben kaybolmaya çıkarım. Bilinen ise çok farklı. Ben pembe tüfekli bir süvari, sense bin asır uzakta alamut. Yıllardan bir ekinoks asrıydı ama sen yine de bana olma eylemi. Budhaya ve Da okunuyor, ayı sermaye edinmiş ben, ben sana olduğumla bir bankta. Bankta beklemek. Ki beklemek şehirler arası otobüs terminallerinde aç karna içilen bayat çayın verdiği kusmak hissi. Ama yine de ben hala sana olduğumla Mağribin isini dökerken entarinin ucuna, çiğ ellerim tütün sarmış oluyor. Ki bu eller, ellerinden sessizce çekilebilsin diye bağrında ahlaki cüzzam kolonisi dolu bir hiçtir. Şimdi kozmosu yırtıp misinalı ellerimle yıldız uçurma vakt-i coğrafyalarına, manzaralar fuşyaya boyanırken.

çağrılmayan bekir.

su
su
Her şeyin başı, su.

Latest

Pitcairn Update (v2.1)

On the 5th of November 2024, exactly one year...

Navigating the Web3 Wave in Singapore

As the plane descended over the shimmering skyline of...

Dönencede Sayhalar: Kasım – 2024

Birbirine benzeyen ailelerde büyümüş, aynı yollardan geçmiş, aynı insanları...

Don't miss

Pitcairn Update (v2.1)

On the 5th of November 2024, exactly one year...

AdAstraa.Net Pitcairn (v2.1) Güncellemesi Başarıyla Tamamlandı

You can quickly translate the update announcement into your...

Adastraa.net – Pitcairn Update (v2.1) Announcement!

We're pleased to announce that a major website update,...

Embracing Mortality, Celebrating Life: “1001 Nights Project”

Embracing Mortality, Celebrating Life: "1001 Nights Project" Raffles Place, SINGAPORE We...

Ad Astra Manifestosu

Bu şiir, 26 Ağustos 2020 gecesi Twitter’da, #perasperaadastra hashtagi...

Dönencede Sayhalar: Kasım – 2024

Birbirine benzeyen ailelerde büyümüş, aynı yollardan geçmiş, aynı insanları sevmiş ve aynı şeylerden nefret etmiş gibiyiz. Karanlıklarımız farklı bir tek. Her şey aynı olsa...

Dönencede Sayhalar: Ekim / 2024

Kendi çevremde de insan kötülüğe meyillidir derim hep ama her seferinde kötülüğün bu kadar gerçek, bu kadar esrik ve bu kadar uçsuz olduğuna şahit...

Dönencede Sayhalar: Eylül – 2024

Sabahlar serin artık. Bulutlar hiç olmadıkları kadar ağır. Çiçekler eskisi kadar gürbüz ve coşkun bir tazelikle baş vermiyorlar topraktan. Renklerin üzerine buğulu, şeffaf bir...

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here