Omurga kemiklerimin üzerine binmiş bir sistem var. Omurga kemiklerimden kendine merdiven yapmış, beynimden vajinama kadar inip çıkarak ayakları altında hislerimi ve hücrelerimi ezen bir sistem var. Adına izmli bir şeyler diyorlar işte. Kapitalizm ve ya sosyalizm belki de komünizm, liberalizm ve bilmem başka hangi bok! Benim tek bir izmim var; o da “delizm”
Tutkuları en uçlarda yaşatıp, yansıtmaktan korkmayan bir sistemdir bu. Empatinin nirvanasını yaşadığın bir sistem. Acının bu kadar haz verdiği başka bir sistem daha yoktur. Ağlamak o kadar da kötü değildir delizmde ve psikologların söylediği bütün o boklar normalliktir. Manik depresif, nevrasteni, histeri, depresyon, şizofreni vs vs herkeste var olanları yansıtmaktan zerre pişmanlık duymamaktır delizm. Dibine kadar tutkulara bulanmak, kire, pasa, hayallere ve kırgınlığa en olağan şekliyle… Isırmak dudakları hiç tanımadığın bir adama ait olanı ayıp değildir. Sevmek bir kalbi en çıplak haliyle ve en savunmasız duruşuyla durmak bir kadının yatağının başucunda çok kolaydır. Soğuk havanın içinde çözünürlüğü artan oksijen moleküllerinin burun deliklerinizden çubuk şeklinde girişini görebilecek kadar hissedebilmektir onları. En saf, en yalın haliniz olabilmektir. Öze dokunabilmektir. Zamanda yolculuk yapıp elli yaşındayken bile beş yaşındaki çocukluğunuzun masumane isteklerini talep edebilmektir delizm. Canınız çıkana kadar ahlakçıları becerir gibi arzuladığınız bedenleri en büyük tutkuları hissederek becerebilmektir. Gökyüzüne baktığınızda koca bir maviden daha fazlasını görebilmek, gidebilmek ve dokunabilmektir sürü sürü çığlıkların arasında kaybolan kuşlardan kalma uçma hazzına. Güneşi her sabah aynı içtenlikle dudaklarını kanatırcasına öpebilmektir. Ağaçların konuştuğuna inanmaktan ziyade bunu bilmek, hatta onlara günaydın diyebilmektir. Onlara iyi geceler diyebilmektir. Onlara seni seviyorum, seni çok seviyorum diyebilmektir. Gövdesinin nemli kokusunu ciğerinize tattırıp köklerini parmaklarınızla okşayabilmektir. Her gün aynı göğün altında aynı yıldızlara bakmaktan usanmamaktır delizm. Bilinçaltınızda ezilip un ufak olmuş bütün arzuların gün ışığa çıkabilmesidir, o ışıkta kamaşan kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini en saf haliyle açabilmektir gerçeğe.
Delizm nefret etmektir kan kustururcasına. Sevmektir kanındaki bütün havayı çekercesine ve ölümü ölmeden tatmanın verdiği hazzı yaşama sunabilmektir en şövanist, en aptal cesaretinizle. Pişmanlık duymamaktır en ahmakça hatalarınızdan bile. Yürümek, yürümek ve yürümektir bütün asfaltlarda ve sistemin dokunamadığı çamurlarda, topraklarda ve en kurak çöllerin en kum kokan sıcaklığında. Bütün yatakları siktir edip tuvaletleri sekste meşru kılmaktır mekânlar adına. Ve kanepeleri ve sokak aralarını ve akla gelebilecek iki insanın yiyişebileceği bütün mekânların sahibi olabilmektir. Aptal kimlik kartlarından, tapu senetlerinden, faturalardan ve diğer bütün sistem kayıt saçmalıklarından sıyrılarak mektup yazabilmektir veya mektubu yazmadan göğe haykırarak okuyabilmektir. – Çünkü biliyoruz, ses kaybolmaz evrende- Gerekli kelimelerin gerekli yerlere bir şekilde ulaşabileceğine inanmaktır, mucize diye bir şeyin olmadığına, her şeyin mümkün olduğuna inanmak ve hatta bunu bilerek iliklerinize kadar hissedebilmektir. Delizm ütopyaların gelmişini geçmişini becerebilmektir. Var olmaktır- eğer istersen- yok olmaktır- eğer istersen- Ne istersen o olmaktır işte dibine kadar. İçinden geleni dışa vurma sanatını icra edebilmektir. Sevmektir. Sevişmektir. Siktir olup gitmektir. İçmektir. Tatmaktır. Delirmektir. Delirmektir. En olağan şekliyle, en meşru haliyle delirip siz olabilmektir.