… aslında çok arkadaşım var. O halde neden niye mutsuz ve yalnız hissediyorum diye düşündüm. Bulamadım. Sanki kendimi hatırlattığım için oradaymışım gibi geliyor. Hatta çoğu zaman böyle hissediyorum. Beni seviyorlar ona da eminim. Yoksa beni neden sonradan da olsa davet etsinler ki? Ben etmem mesela. Eminim diyorum da işte insan düşünüyor. Hani sanki o konuşmalara denk gelmesem kimse çağırmayacak beni. Ama bizde bi Cevdet var abi o gelmezse olmaz gibi. Ne farkım var diye düşündüm Cevdet’ten, belki o biraz daha eğlencelidir o kadar.
- Bazen duygular konusunda yanlış hissedebiliyoruz. Bir kere gitmemeyi dene bakalım belki ısrarcı olurlarsa iyi gelir sana. Sen de ikna olursun. Olmaz mı?
Olmaz abi öyle. Yani bir kere gitmedin mi bi soğukluk oluyor sanki.
- Oğlum arkadaşlık böyle bi şey değil, bir yanlışlık var yani bu işte o zaman? Sen bu insanların seni sevdiğini gerçekten düşünüyor musun?
Evet tabii. Öyle ya da böyle davet ediyorlar beni de. Sevmese koskoca insanlar niye çağırsın? Küsecek miyim sanki ben? Yani bilirsin işte herkese olur bazen bu his. Yalnız değersiz hissetme olayı. Aslında boşver ya ben abartıyorum galiba. Daha sabah beraberdik biz. Ne düşünüyorum ben!
- E sen bugün sıkıldım gel diye beni aramadın mı? Niye erken geldin madem?
Sıkıldı herkes.
- Onlar mı söyledi bunu?
Hayır ben hissettim.
…
- E bunda fındık kalmamış!
Seviyorum diye baştan yedim onları ben .
- E kalanlar hepsi fıstık, madem niye aldın sevmiyorsan?
Onlar bozulmuyor ya evde öyle sıkıldıkça atıyorum ağzıma. Hem karışık tabakta çok da fark etmiyor gidiyor işte.
Güzel bir yazı olmuş Raziye Hanım