“George Harrison’ın en belirgin özelliklerinden biri, bence iç huzuru ve bilgelikle karışık bir tavrının olması ve üç kelimeyle de söylenirse, tevazu, içtenlik ve dürüstlük… Bu da muhtemelen onun orta sınıf çocuğu olarak, kökeninden geliyor. George bir sosyal konut ta büyüyor.Tuvaleti dışarıda olan bir konutta… Hiçbir zaman şişirilmiş bir egosu olmamış. Hatta en meşhur zamanında ‘İlla bir rock grubuna girilecekse, bunun da Beatles olması fena olmazdı’ dediği olmuş. Öte yandan Harrison ‘modern müzikte beni en çok rahatsız eden şey, tümüyle egolar üzerine kurulmuş olması’ diyor. ‘Bunun iyi bir tarafi da var ama. Sesi kapatip sadece seyredebilirsiniz!’ Müzik üzerine şunu anlatıyor: ‘Burada (modern müzikte) tek önemli şey, satmak ve para kazanmak, yetenekle filan hiç ilgisi yok.’
Onun yaratıcılığı doğuştan geliyor. Gitar stiliyle, işi Carl Perkins ‘ten alıyor ve 1960’ların sada sını belirliyor. ’68 devrimi’ dediğimiz şeyin atası olan Perkins ‘ten aldığı sesi, yeniden belirleyecek konuma getiriyor. ikincisi, doğu mistisizmini sitarla birlike batı’ya taşıyanların öncüsü… Bunu ‘Norwegian Wood’ (Lennon-McCartney) ya da ‘Within You Without You ‘ (Harrison) gibi bestelerde görüyoruz. Hatta bir de ‘raga rock’ akımının doğmasına neden oluyor. Yani George’un asıl işi, benliğini kendi beyninin derinliklerinde aramak. Zaten Beatles dağılınca da meditasyon ve bahçecilik yapıyor. “Kendi müziğimi dinlemiyorum, gazete okumuyorum, tv seyretmiyorum, konsere gitmiyorum” diyor.
Çok içedönük biri ama pratikte mesela yardım amacıyla bir Bangladeş konserini örgütlemiş olması çok önemli. Doğu-batı meselesinin konuşulduğu günlerde, bu girişim hatırlanacak bir değerde.
Kendi müzigi, hep zamandışı. “20 yıl önce veya yarın farketmez, moda ve akımların dışında, müziğim ne ise odur, olduğu gibi kalır” diyor. Yine içine dönük, ama sinema sanatının derinlikli ürünlerine ‘Monty Python’ ve ‘Time Bandits ‘ gibi filmlere destek oluyor. Rock devrimi ateşini canlı tutuyor. Meşhur ‘Traveling Wilburys’de yer alıyor. Orada ‘End Of The Line’i (yolun sonu) söylüyor. John Lennon’a da saygisini her zaman gösteriyor. anısına yazdığı ‘All Those Years Ago’ şarkısında şöyle bir cümlesi var: ‘Ben oldum olası vermekten bahsediyorum, onlarsa dürüst davranmıyorlar.’
O pop müziğin sadasını sonsuza kadar değiştirenlerden. Beatles için söylediğimiz, onun için de aynen geçerli:
‘Zamanın ruhunu tastamam yansıttı ve aynı anda da onu kökünden değiştirdi.’
Kendisinin günümüzdeki ‘medeniyetler çatışması ‘ ortamına odak olabilecek bir sözü daha var. 30 yıl önce düzenlediği Bangladeş’e yardım konserinde söylemişti: ‘Dün Nijerya’ydı (biafra). bugün Bangladeş. bunlar her zaman her yerde olan şeyler.’
Bu söz bence neredeyse bir kehanet niteliginde.”
Ömer Madra