Ben çok uzun aralıklarla günlük tutarım belki neyi ne zaman yazabileceğimi bilemediğimden belki de yazılacak şeylerin ağırlığını sindirmeye zaman verdiğimden. Zaman verme konusunda da pek iyi değilimdir açıkçası. İyileştirici gücü olması bir yana bu gücün çok geç gelmesi beni ondan uzaklaştırmaya yetiyor. Zaman geçtikçe ve eski günlerimin en azından çok az bir kısmı olsa da okumaya fırsat bulabildiğimden şunu söyleyebilirim ki kendim olmaya çalıştıkça insanlardan uzak olduğumu -olmak zorunda bırakıldığımı- net olarak görebildim. Her defasında hayatımın dokuz yıllık bölümünün her döneminde kendim olmaya çalıştığımı gördüm, kendim olmalıyım dediğimi gördüm her sayfada çünkü kendim olmazsam onların olmamı istediği kişiye dönüşmek zorunda kalıyordum ve olmamı istedikleri kişiden nefret ediyordum. Başlangıçta bu gücü kendimde bulamadım, kendim olmaya her yaklaştığımda beni yok etmeye çalışan etten duvarlar gördüm, o kendim olabildiğim ufak anlara sığınıp her defasında başa döndüm. Hayatın anlamını da o dönemlerde sorgulamaya başladım. Tüm felsefecilerin, varoluşçuların ve filozofların en temelden başladıklarını düşündüklerini ama aslında bunun çok doğru olmadığının farkındalığına o zamanlar ulaşmıştım. En temel olgu insanın kendi olabilmesinde yatar. Kendi benliğinin farkına varan kişi özgürlüğün de farkına varır. Özgürlük kavramı insanın varlığı ile birlikte ortaya çıkmış bir olgu olarak görünse de aslında insan kendi varlığından önce dış dünyanın farkına varmış ve evreni gözlemlemiş, sorgulamış, anlamlandırmış, şekillendirmiş ve hatta olanı değiştirmeye çalışmıştır. Doğaya egemen olduğunu yaratılmış her şeyin kendine hizmet ettiğini (!) anladıktan sonra kendi iç dünyasını kendi varlığına bir dönüş yaşamış artık içindeki “ben” i sorgulamaya başlamıştır. Bu sorgulamanın bendeki kaygılanım durumu çok genç yaşlarımda başladı. Duygudurum olarak ele aldığımda öznefret ile karşılaştım içimdeki ‘ben’ ile dışımdaki ben arasındaki savaşta yıpranan ve hırpalanan duygularımı iyileştirmem için devreye özşefkatin girmesi gerektiğini biliyordum ama bunu bir türlü başaramıyordum bunu henüz başarabilmiş değilim. Söz konusu kendim olduğumda çok acımasız davrandığımı dürüstlükle söyleyebilirim sanırım.