#holyistanbul
31 Mayıs gecesi #holyistanbul hashtagi üzerinden 300’e yakın Beatnik’in katılımıyla yazılmaya başlanmış ucu açık bir şiirdir. @holy_istanbul tarafından geliştirilmeye devam edilmektedir.
Kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal kutsal İstanbul kutsal Cassady kutsal Ginsberg kutsal Kerouac kutsal Burroughs…
Bir nevi Kadıköy’de başlar bu Manifesto ve İstanbul’un tüm ara sokaklarında yankılanır, sessiz şairin dizeleri gibi…
İstiklal Caddesi yaşamın tüm formlarının bileşkesidir. Beat orada canlı bir akım olarak duyumsanır.
Beat barların bodrum katlarına sığmaz. Beat yaşam enerjisidir. Yayılmak ister; şehirlere, asfalta, hatta kozmosa…
Ve bir öpücüğün serinliğinde dans eder mi Beat ruhumuz, Zen yayılır mı düşmüş bedenlerimize? Biz yaşamayı ulur muyuz holyistanbul’da?
Holy İstanbul sizi dönüştürür. Binlerce Samsa uyanır her yeni sabaha, yine binlercesi tutkuyla yaşamı avucuna alırken
Her gün yeniden doğan bir gazetedir İstanbul; çok satan bir kitap, hiç okunmayan bir fanzindir.
Bir hafta sonra, belki aynı yerde aynı düşüncelerle buluşurum Holy İstanbul’un Beatleriyle
“Türkiye’de Woodstock’a en yakın deneyim: holyistanbul
Artık İstanbul’da gerçek bir ailemiz var: holyistanbul!
Holy Mountains derdim hep, simdi de Holy İstanbul diyelim birlikte.
Bir şehre aşık olmanın hastalığını en iyi biz biliriz
Her şey burada başlayacak ama kesinlikle burada bitmeyecek !!!
Senden her gidişimde biraz daha ağırlaşıyor yollar, sevdiklerimin sende kalmasından mıdır yoksa sevdiğimin sen olmasından mıdır holyistanbul?
Gitmektir Holy İstanbul. Tüm sokaklarına gidip gidip gelmektir. Şarkılar ve şiirlerin eşliğinde…
Kaybolma umuduyla ruhlarımızı adadığımız her sokak başı melodisine…
Smokinlerle galerilerde sanat yapanlara inanmıyoruz Beyoğlu’nun sokak sanatçılarına inandığımız kadar
Sanat bir silahtır. Yapmamız gereken tek şey tetikleyicisi olmak.
Bir şehrin sahibi duvarlardan anlaşılır.Resmi ideolojinin kutsal yargıları bazı topraklarda geçersizdir
Bakmasını bilene bu şehir monoton değil sanat yuvasıdır adeta
Sistemler, kuramlar, gelenekler bizi ayırır; şarkılar ise birleştirirler.
Holyistanbul Yazmaktır bütün duvarlara, özel bir nedenin olmadan… Bazen sadece yazmak için
En fiyakalı sokakları janti yazarların kitaplarından anlatır mevzuya düşünce. Derstir yani holyistanbul.
Her sokağında ne hikayeler, her insanda ne şiirlerin vardır senin
Dünyayı keşfetmek için en iyi başlangıç noktasıdır İstanbul.
İstanbul’u okumak, anlamak, görmek dünyayı keşfetmektir.
Ruhu olan şehirleri sokak sanatçılarından tanırsın.
Şiir kokan kağıtlardan kuşlar konar kaldırımlarına, bir şiirdir İstanbul; ne gecesi karanlıktır ne günü aydınlık, bir masaldır holyistanbul
Holyistanbul farklı renkleri birleştirir. Geleneksel etik sistemi orada tarihin hiçbir döneminde popüler olmamıştır.
Bu şehrin metrolarında bile sigara içip şiir okuyan adamlar vardır. Hiçbir an bir anda her şeyleşebilir
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. holyistanbul diyorsak sokakları sanat koktuğu içindir elbet.
Kadıköy’de olmakla başlar, barlar sokağında bir akşam “keşke sen de burada olsaydın Dostoyevski” demek gibidir İstanbul
Kadıköy alışkanlıktır. Akıl çelen,kışkırtıcı bir gizemi vardır
Kadıköy’ün yağmurlu ve puslu sokakları sihirliydi.
Kadıköy’e yağmur yağması bir protestodur!
Kadıköylü filozoflar protesttir!
Kadıköy’ü sıcak, kalabalık günlerde değil sisli soğuk günlerde kimsesizken sevmek, ıssız sokaklarını gece yarısı keşfetmek…
Sigaranın yanına sigara yaktırır çoğu Kadıköy sokağı
Fener’de, Balat’ta, Beşiktaş’ta, Beyoğlu’nun arka sokaklarında kaybolmaktı benim sana aşık olduğum evvelki zamanlar.
Bütün olmaktır şehirle. Oturup İstiklal’e bütün insanları izlemektir, anlamaktır!
İstanbul kendini bozuk yağmur sularında eğilmeden kutsar. Her yer yakındır uçtuğunda. Kadıköy kurtarılmıştır.
Kutsallar İstanbul’un asfaltından özütlenip Kadıköy’de toplanır. Kadıköy bir yere açılmaz, o son çıkıştır.
Martılar uğurlar Kadıköy’den kalkan her vapuru ve onlar özgürlük sıçratır boğazın telaşlı dalgalarına.
Kalabalığa inat yalnızlaşıp kendi içine dönebilmektir bazen, ucuz stüdyo odalarında İstiklal’in Moda sahili’nde sevgiliyle gecenin sakinliği, sessizliğiyle sabahlamak,
sabahın altısında fıskiyelerle ıslanarak uyanmaktı holyistanbul!
Moda Sahili’nde oturup güneşin batışını elimizdeki şaraplarla izlemekti
Moda sahilinde şarap içmekti, rıhtımda bir bankta uyumaktı, ara sokaklarında elin cebinde sırtında çantayla kaybolmaktı
Gidilen yerlerden (İstanbul içi ve Kadıköy), dönülen yerlere (Beylikdüzü) bir uzun yolculuk her an. Uç uca eklesen; ama ekleme holyistanbul
Beyoğlu Güzelleştirme Derneği Üyeleri’yle oturup şarap içmek, Kadıköy sokaklarında sokak kedileriyle sabahlamaktı
Elindeki ekmeği sokak köpeğiyle, fazla gelen birayı da evsizle paylaşmaktır
Biranın köpüğünde çay demler holyistanbul
Ara sokaklarında hem aşkı hem nefreti yaşayıp Cihangir‘den boğazı kesmekti elinde bira şişesiyle
Duvarlara “İki şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir ve sarhoş hallerle “ama arkadaşlar iyidir” yazmaktır.
Hiçbir şey yolunda gitmiyordu, beş parasız ve çaresizdim. Umudum yoktu. Çoktan kaybetmiştim. İçiyor, yazıyor ve düşünmüyordum.
İstiklal’in dar sokaklarındaki barlarda içip sonra denize nazır Cihangir merdiveninde oturup umutsuz hayatına umut katmaktır.
İstiklal Caddesi yürünürken ağza yerleşen garip gülümseme; dünyanın merkezine ulaşmanın verdiği hazdır.
Taksim’in ara sokaklarını bilmek, tinercilerini tanımaktı. Sokak sanatçılarına eşlik etmekti.
-Bu yaz Taksim’e mi gitsek?
-Zaten hep oradayız
İstiklal Caddesi bizim başladığımız yerde başlar ve bizim gittiğimiz yere kadar gider.
Kadıköy’de iki şişe ucuz şarapla tarih yazmaktır holyistanbul
Gecenin bir vakti alkollü alkollü Kadıköy sokaklarında gezmek, dostlarla ve yarın yokmuşçasına..
Kadıköy’deki ihtiyar adamlarla şarabını paylaşmaktı, bunu anlayabilenler ancak her şeyi anlayabilirdi.
Boktan bir sokağı bile sevmekti, 6.45’in yolunu ezbere bilmekti, sokakta ateş yakıp şarabı ortaklaşa alıp 5 kişi dönmekti.
Cüzdanın doluyken altıkırkbeş’e gidip, cebinde yol parasıyla geri dönmektir holyistanbul
Kadıköy sokaklarında gecenin bir vakti elinde bira şişesiyle hem şarkı söyleyip hem de insanlardan özür dileyerek yürümekti
Bir Pazar günü Kadıköy’de yürümek hayattan bir “yaşamak” seçmektir.
Kadıköy’ün kedileri komik görünmez, saat 12’yi vurduktan sonra
Kadıköy’ün kedileri gizemlidir, hangi öyküye başlasam sonunu unuturum.
Bazen Dolmabahçe’nin o ağaçlı yolunu yürümek bile yetebilir.
Yitirenler, aşık olanlar, kaybolanlar, kafası iyiler, kafadan çatlaklar, iyiler ve kötüler… holyistanbul varoluşumuzun temsili yeni patronu
Varlığına küfrettiklerimize sövmemiz için yokluklara içmek için holyistanbul
Melek kafalı hipsterlar! Direnişin 1. yılı kutlu olsun!
holyistanbul “Her yer Taksim” demektir.
Yeri geldiğinde kapitalist sisteme meydan okuyarak haftalarca kendi kendini yönetebilmiş bir şehirdir holyistanbul!
Holyistanbul Beyoğlu’nda caz, Kadıköy vapurunda hüzündür. Gezi Parkı’nda umut, Laleli’de ise ticari bir oyundur.
Gezi bize aptallaştıran televizyonlara karşı alternatiflerimiz olduğunu gösterdi.
Bu hareketli şehirde insanlar yalnızca öpüşmek ya da direnmek için durur.
Kahrolası ne çok şey vardı ve Gezi içtenlikle ‘kahrolsun bağzı şeyler’ diyebilenlerin isyanıydı.
Gezi çevreleyen, kapsayan, çeşitliliği ve optimizmi simgeleyen büyük bir ateşti.
Haziran’ı unutmayacağım; “Çav Bella, Imagine” ve diğer tüm şarkıları. Hafiften ıslatan güzel yağmuru…
Özgürlüğe giden ‘Yolda’ her şey güzel olmayabilir. Ama zaten yolculuğun birinci amacı yolu güzelleştirmektir.
Kelimeler diyorlar! Özgür olmadan nasıl var olabilir? Yanılıyorsunuz diyorum… Onlarsız da uçar kuşlar. Yalnızca henüz yoldalar.
En güzel yolculuk özgürlüğe doğru yapılandır ve özgürlük, asla varamayacağını bilsen de ölene kadar yürümektir ona giden yolda
Susmak, savunmasızlık!
Susmak bir protestodur
Ardından bakanlar olur, eşlik edenler, yola karışanlar ve yolda ölenler.
Bu şehrin sokaklarında bol bol ıstırap, keder, hayal kırıklığı, şehvet, umutsuzluk ve sahte ümitler, sahte kahkahalar vardır.
Kim bilir daha içinde, derinliklerinde daha kusmadığın neler var holyistanbul
Bu kentte garanti olan tek şey düşüştür.
Saçımdan tutup beni sokaklarında harcayacağını bile bile geliyorum, merhamet et huyundan suyundan vazgeçemedim.
Her an pencerede ne göreceğinizi bilemezsiniz, holyistanbul’daysanız. Bu sokaklarda yaşam apartman dairelerine sığmaz.
Simide aşık bir martının çaresizliğidir sokaklar, denize aşık bir simidin çığlığıdır kaldırım taşları…
Dilenci vapuruna atlayıp boğaz turu yapmanın-yapabilmenin büyüsünün üstüne başka şehir tanımıyorum
Hep geçtiğin bir sokakta farklı bir şeye şaşırmaktır, seviyorum bu şehri
Arada gözlerini kapatıp uzun uzun seyretmektir holyistanbul
Orada olmadığını bilerek kavuşmayı ummaktır.
Belki de sen İstanbul’sun.
Nedir bu çekici kılan şey seni güzelim?
Sen gülümseyince şehir de gülümserdi
Bir kadının suya değiyor ayakları;
Hissetmeye çalışırken bir yandan da unutturmasını beklemekti holyistanbul
Bir tepeden erguvan zamanı, boğazı izlerken ve bir de rüzgar esmeli
Bu kadar basit bu kadar güzel yürüyen merdivenin solundan yürüyebilmektir holyistanbul
En çekilmez şehirdir holyistanbul. Eğer imkanımız olsaydı, onu da başka bir çekilmez şehirle aldatırdık.
Hayatın karmaşasında yitip gittiğini düşündüğün an “o” elini uzatır sana sonsuz şefkatini esirgemeden.. Senden önce “o” vardı: holyistanbul
Huzurlu, sakin , kendi kendine yeten bir adam olmaya çalıştıkça aksini isteyendi holyistanbul
Bira şişelerinin dibinde kalmış aşklar, unutulmamış kadınlar ve küfretmeye yüz tutmuş kaldırım taşları… Dili var bu kentin!
Biralarımızı alıp sokaklarda sabahlara kadar mırıldanalım: Hepimiz holyistanbul’uz!
Elindeki şarap şişesiyle sevdiği kadın uğruna yalın ayak yalpalayarak ayakta durmaya çalışmaktır bu şehir.
Özgürlüğe doğru iri adımlarla partnersiz sevmekti, şarabını ve biranı tanımadığın insanlarla paylaşmaktı
Bir sarhoş kusana, bir çocuk koşana ve bir güvercine yem atılana kadar yalnızdır kaldırımlar holyistanbul’da…
Holyistanbul, sen ve ben bir suçla yapışacağız; tutkalımız ne dostluk ne de aşk
Her kaldırımlı sokağından bir hüzün hikayesinin çıkacağını bildiğin halde ayrıldığında kimsesiz hissettirir kendini holyistanbul
Küçükken tokatlayıp beni sürgün etmesine, sonra da hiç içine girip alışmamı istememesine rağmen kopamadığım, inadına istediğim holyistanbul
Nereye gidersem gideyim döneceğim yer olduğunu bildiğimden huzurlanırım
Asla bizim olmayacak şeyleri bizim olacakmış hissi vermek için yaratılmış gibi holyistanbul
Taşı toprağı altın değil, acı, keder, hüzün kokar.
Havadaki o ağır hüznü yalnızlığı öğretir ve sevdirir holyistanbul
holyistanbul ‘da bir gün her şeyi kazanırken, ertesi gün bir varoluşu kaybedersiniz…
İstanbul gitmektir, kendini bulmak için daldığın ara sokaklardır ve aynı sokaklarda benliğini kaybetmektir
Kim bilir daha içinde, derinliklerinde daha kusmadığın neler var holyistanbul
Zamanın tüketemediği bir ruha çevrili bu şehirde yaşam, son durağı olmayan belirsiz bir yol gibi uzayıp gider.
Holyİstanbul’da duvarlar asla sessiz kalmaz.
Beyaz tavşanlar vardır, onu izleyen zamandan ve boyuttan soyutlanmış varlıklar…Tavşan deliğidir holyistanbul
Şuh bir fahişedir holyistanbul
İstanbul’la ilişkim Stockholm sendromu gibi
Sen anlamazsın ama hep konuşur o seninle
Bu şehrin sokakları asla yalnız kalmaz.
Bu şehir gündüzü yaşar, bu şehir her geceyi sever
Düşünce şeytandan, davranış tanrıdan.
Hani rüya içinde rüya derler ya öyledir holyistanbul
Narsisizm, ezoterizm ve diğer tüm izmler aşkına: holyistanbul!
Gözleri sonsuz maviye dalan bir martıdır İstanbul; beyaz ve masum, etçil ve çığlık çığlığa… Her şeydir holyistanbul!
Canından bezmiş boğaz vapurları, kederli tramvaylar, kaldırımlarda eriyen sükun…
O çok boyalı kadınların caddeleri gezdiği, kocaman elli adamların köşe başlarını tuttuğu, çocukların meyhanelerde badem sattığı holyistanbul
Yalnızlıkla örülmüş evler vardır İstanbul’da; dokunursun ağlar, ağlatır. Bazen yalnız ve ıslaktır holyistanbul.
Kış ayazında Beyoğlu sokaklarında titreyerek yürümek ve kaldırımlardan dinlemek sokak rapsodisini
Her kaldırımlı sokağından bir hüzün hikayesinin çıkacağını bildiğin halde ayrıldığında kimsesiz hissettirir kendini holyistanbul
Rüzgarlı günlerde mendil satan çocuklar vardır, diğer yanlarında uçurtma uçuranlar…
Sigara kokusu sinmiş ceketlerimize,bir avuç insanız, göğüslerimiz üşüyor, yine ceketten, boğaza karşıyız bir avuç holyistanbul
Bir aradadır her duygu holyistanbul sokaklarında.
“Sokakların ellerinden öperim, bana yaşamasını öğretmişlerdi” der Muzaffer Uslu, öper miyiz bu gece holyistanbul’u?
Lucien Herve tarafından çekilen bir fotoğrafın görünmeyen derinliklerini yansıtan bir film gibidir İstanbul. Bazen bakarsınız göremezsiniz.
Holyistanbul kimsenin harcamasına izin vermeyeceğimiz kadar bizim, bizden.
İstanbul’un gizemli mekanları vardır. Gözükenin ardında daha derindir holyistanbul
İstanbul hem var gibi hem yok gibi. İçindeyken yok gibidir dışına çıkınca anlarsın var olduğunu.
Kınından çıkarılmış bir hikayedir yol, adımlarını kelimeler oluşturur.
İster Manhattan’ın doğu yakasında
İster boğaz şehrinin Kumkapı’sında
Kimsesizliği vardır İstanbul’un, arka sokaklarda atılan kahkahaları, sahilde oltaya sarılan hüzünleri…Gün batımlarında tanıdım İstanbul’u; telaşlı adımlar, yorgun bakışlar ve bulanıklık vardı sokaklarda, holyistanbul bulanıktır biraz da…
İlk sigaranın zevki, son sigaranın özlemisin İstanbul.
İstanbul’da düşmüş geceleri her sabah umutla doğan güneşe bağlar köprüler.
Uzaya karışmış bisikletler gibiyiz; biraz gerçek, biraz hayal, her şeyden önce boşlukta bedenlerimiz holyistanbul’da
“Balıklar düşünmez, balıklar her şeyi bilir.” Düşüncesizdir holyistanbul, doğaçlama yaşam akar kaldırımlarında…
Güvercinler uyumuştur şimdi
Oysa bir yanılgıdır bu! Evsizleri vardır sokakların, köşe başlarını adımlayan bağımlıları, geceye uyanan bağımsızları vardır holyistanbul’un
holyistanbul ‘cuyum ben! Ama şimdilerde #ankaranınsokaklarında dolanıyorum. İkisi başka bir hikaye işte.
Ne gelecek vardır ne de geçmiş, o an bile yoktur elinizde; zamandan bağımsızdır holyistanbul’un bazı köşeleri
Sokak aralarının çığlıkları, çatı katlarının kahkahalarına karışır ve bu karışımdır her sabah boğazdan buharlaşan.
Bir dejavu’dur İstanbul; sokaklarda geçen,yönetmeni ve oyuncusu olmayan deneysel bir filmdir
Arka sokaklarda canlanan ve resmi geçitlerde isimleri okunmayan hayatları barındırır İstanbul, bütün bohemlerin yolunu ıslatır
Derinlik, uzunluk, yükseklik, zaman değil, uzaya karışmış bilinmeyen bir boyuttur İstanbul, keşfedilmemiş bir formdur.
İstanbul’un bütün kutsallığıyla, esrimeye hazır; kağıtlar dolusu yazmadığımız tüm yollarını deneyimlemek için buradayız.
Asilerin kaybedenlerin hayalperestlerin küfürbazların günahkarların aşağı tırmananların yola çıkmaktan çekinmeyenlerin şehri: holyistanbul!
Bazı şehirler küçük parçalar halinde ruh dağıtırken, bazıları sendeki parçaları toplar.
Bu gece sokağa çıkalım, tüm kutsallar adına holyistanbul sokaklarına…
Bir kızılderilinin melodisi yankılanır, kutsal çığlıkları varoluşun ve bir aborjin ruhunun nefesi dolanır kaldırımlarında holyistanbul’un
Dünya tavansızdır ve bir Kızılderilinin dediği gibi dünya bizimdir.