şimdi gece ve sessizlik
şampanya şişeleri patlamaya devam ediyor,
otobüs şoförleri grev yapmaya ve yağmurlu aylarda alerjik rinitim bana saldırıyor
sanırım kokusunu unuttum
satıcının ceplerindeki tomar paralar,
posta kutusundaki mektuplar ve ölü yazarların mezarlarındaki çiçekler
doğa, zamanın Nirvana’sına ulaşmış bir Zen keşişi gibi meditasyon yapıyor
penceremdeki boşluktan ay ışığının,
boş kafa ve dolu göğüs,
zamanla neredeyse takımyıldızlarının ulaşabileceği bir mesafede.
yolda herhangi bir sürpriz aramıyorum
ya da niyetim yokmuş gibi davranmıyorum
bu asfaltta çiçek yok
ve içimdeki şarkı gizleniyor…
bir bakışta dışarının güzel,
güzel ve tekrarlanamaz,
güzel ve anlaşılması zor olduğunu anlıyorum
ve yan odada başka bir rüya
birkaç sokak sonra, bir kahkaha.
ve diğer köşede, sakinliğim
sanki şehrin her yerine dağılmışım gibi,
ben bu şehri kulaktan kulağa biliyorum.