ağaçlar yürüyor yağmurda
serçeler beni seviyor avuçlarında
çığlık çığlığa duruyorum sokak boşluğunda
tek değilim gök gürültüsünden korkan
karanlıkta tanımsız kendinden
küçücük uçarlar olduğunu bilirim böceklerin
ışıkta büyür sokaklar geceleri
korkak bir çocuk durur köşede
dişleri makas, elleri titrek kuşun yemi
gelmeyenleri bekleyen gelenlerden saklanan
dünyada ne çok şey var kendiliğinden
ve ne çok şey insan elinde yamuk yumuk şekillenen
bir çocuk hâlâ orada taştan yontu
tut kollarından daya yere bastır omuzlarını
tut kulağından kır dizlerini artık otoritesin
tarihe geçmek-tarih yazmak-tarih olmak
ilk darbede tarih olur çocuk heykeltıraşların elinde
bin yıl sonra dirilir topraktan kahramanca
ve alkışlarsınız eserinizi
girer tarih kitaplarına, kim bilir hangi zamandan kalma